Into The Night - Milliyetçiliğin Anatomisi




Bir haftadır her yerde önümüze düşen - en azından benim böyle oldu - bu diziyi de analizleyelim bakalım. Öncelikle dizinin konusu ilginç olmakla birlikte içinde bir Türk karakter olmasa beni kendine çok çekeceğini zannetmiyorum, eğri oturalım doğru konuşalım. Diziye tamamen ama tamaamen bu 'Ayaz' dediğimiz zat nasıl işlenmiş, dizide Türklere bir ayıp edilmiş mi, efendime söyleyeyim hakaret, el kol hareketi vs. yapılmış mı gibi bilumum, ilkel milliyetçi damarımın da sebep olduğu, fikirlerle başladım, bunu da inkar edecek değilim. :)) Netflix'in emellerini de bu şekilde gerçekleştirmiş oldum mu? Oldum. Peki pişman mıyım? Asla. Çünkü öncelikle dizi kesinlikle kötü bir yapım değil, izlerken gayet meraklandığım, heyecanlandığım anlar oldu. Hikaye beni içine çekmeyi başardı. Ha mantıksız noktalar vardı evet ama hikayeyi takip ederken çok da gözüme batmadılar bu yüzden keyif alarak izlediğimi söyleyebilirim.

Kıyamet, bilim kurgu ve dram türlerinde olan yapım. Bir grup insanın, güneş ışınlarının yapısının değişip insanları öldürmeye başlamasıyla, bir uçağa binip kaçış planı yapıncaya dek sürekli olarak batıya gitmesini anlatıyor. Her ne kadar güneşin tüm organik şeyleri öldürmesinden dolayı - bunlara ağaçlar, tüm besin değeri olan yiyecekler gibi hayati unsurlar da dahil - 'mantıken' boşa çabalıyor olsalar da izlerken buna çok fazla takılmamanızı öneririm, tadı çıkmaz yoksa.

Yalnız diziyle alakalı en sevdiğim şey gerçekten Mehmet Kurtuluş oldu. Bu konuda yanlı mıyım yoksa yeterince objektif miyim orasını bilemiyorum ama oyunculuk olarak parladığını ve Ayaz karakterinin çok keskin ve ilgi çekici yazıldığını söylemeliyim. Hem o sert ama babacan tavrı, hem ezilene yardım edeyim ama kendimi de ezdirmeyeyim düsturuyla iyi bir çizgi yakaladıklarına inanıyorum. Karakter olarak Türk milletine benziyor diyen yorumcular da var lakin ben bu kararı size bırakmayı tercih ediyorum.

Zaman zaman duygularımıza tercüman oluyor olması da cabası. :))



Kimsenin ilişemediği faşist ve yer yer ırkçı olan - zaten dizinin kötü adamı - İtalyan beyefendiye de "Ülkemi aşağılama." deyip çap çap iki tokat atması da yıldızlı sahnelerdendi.



Buraya kadar iyi dedim hoş dedim de acaba doğru mu dedim diye insan düşünüyor, neticede ben Türk'üm benim gözüme hoş gelmiş olması ihtimaller dahilinde. İzlerken ben de bundan çokça şüphelendiğimden twitterda şöyle bir gezinti yaptım ve aman Allah'ım neler göreyim. Ayaz Bey'i yürekten seviyoruz, parti kursun oy verelim, yoluna kurban oluruz gibi iddialar içeren, biraz İngilizce'den kırık, gerisi de spoilerlı çeşitli yabancı kaynaklı yorumlar ilişti gözüme. Ben de iki tanesini sizin huzurunuza çıkarıyorum. - tez referansları gibi düşünün bunları -


"Neyse bir daha da bu kadar milliyetçilik yaptığımı göremezsiniz, Netflix de işini biliyor hee." diyerek yazıyı noktalıyorum. 
Sağlıcakla kalın. Görüşmek üzere. :)


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MERHABALAR Efendim!

Ergo Proxy Analizi - Anlamayanlar ve Yeniden İzlemek İsteyenler İçin..

How To Get Away With Murder Explained