Kesinlikle Izlenmesi Gereken 3 Anime

Epey bir süredir anime maratonu yapma fırsatı bulamamıştım, e haliyle tatile girer girmez liste yapma işine koyuldum. Sonra araştırmalarım sırasında, kendi favorilerimi yazıp bir ihtimal benim gibi önce bir yerlerden konuyu okuyup izlemeyi seven garibanlara yardım etme fikri aklıma geldi. 
Aslında tabii ki de üçten fazlalar hatta pek çoğunu burada göremeyeceksiniz ama bir yazıya detaylı üç favoriyi anca sığdırırım diye düşündüğümden bu sayıyla sınırladım. Pek öyle aşırı aşırı bilindik şeyler de yazmak istemedim o yüzden içlerinde çok yeni olup kalbimi fethetmeyi başarmışlar da var.
Haydi başlayalım öyleyse!

1- The Ancient Magus' Bride: Mahoutsukai no Yome


Final yaptıktan hemen sonra keşfettiğim ve şu an kesinlikle hak ettiği kadar bilinmediği düşüncesinde olduğum bir anime. Yayın yılı 2017 -kısmen yeni sayılabilir- ve toplam 24 bölümden oluşuyor. İlk bölümlerini izlerken dahi favorilerim arasında oldukça sağlam bir yer edindiğini bana hissettirmişti. Tam olarak neden bu kadar sevdiğimi açıklayamasam da içinde epey bir gizem barındırması -ve benim gizemli şeylere bayılmam- sebepler dahilinde olabilir. 
Anime, 16 yaşındaki Chise'nin yaşama dair herhangi bir umudu yahut beklentisi olmaması sebebiyle gölgelerin efendisi olarak adlandırılan Elias Ainsworth'e satılmayı kabul etmesiyle başlıyor. Ailesi olmayan ve insan dışı varlıkları görebildiğinden daima dışlanan Chise'nin hayatı bu olayla epey değişiyor.
Bundan sonra söyleyeceğim her şey spoiler sayılabileceğinden konuyu fazla deşmek istemiyorum. Evet romantizm içeriyor ama kesinlikle bununla sınırlı değil. Pek çok mitolojik öge ve hikaye de barındıran anime, hem çizimleri hem de işleyişi bakımından bence harika. Dediğim gibi gizem bu animenin temel ögesi, zaman zaman gerilim de işin içine girmiş diyebilirim. 
Bu animeyi birinci sıraya koymayı kendime bir borç biliyorum ve devam ediyorum.


2- Ergo Proxy


Kültler arasında gösterilebilecek bir anime ama ne var ki Tokyo Ghoul veya Death Note tarzı animeler içeren listelere pek dahil edilmiyor. Aslında bana soracak olursanız distopya veya gerilim tarzı animelerin şahı denilebilir. Muhteşem bir olay örgüsü var. İzlerken bazı şeyleri hemen anlamayı beklemeyin, hatta belki bitirdiğinizde bile anlayamadığınız şeyler olacak ama kesinlikle şans verin derim. Mesela ben bu animeyi her tavsiye isteyene önermem normal şartlarda. Çünkü biraz odaklanma ve üzerine düşünme istiyor. Nolan gibi birikimi olan izleyici hedefliyor da diyebiliriz belki. :) Ama ben vakit ayırıp film-dizi incelemesi okuyan insanların zaten bu kültür seviyesinde olduğuna inanmışımdır daima, o yüzden gönül rahatlığıyla şu an bu yazıyı okuyan zat-ı muhtereme tavsiye ediyorum.
Anime 2006 yapımı ve 23 bölümden oluşuyor. Konuya gelecek olursak... Dünyada yaşanan büyük iklimsel bozulmaların ardından insanlar gökyüzüne devasa bir kubbe inşa etmiş -Romdeau- ve burada yaşamaya başlamışlardır ancak bir gün aslında kendilerine yardım etmeleri için tasarlanmış olan androidler Cogito adlı virüsü kaparak cinayet işlemeye başlarlar. (Burada size çok güzel bir detayı belirtmek istiyorum "cogito" Descartes'ın "Cogito ergo sum" yani "düşünüyorum öyleyse varım."sözünden gelir, buradan androidlerin bilinçlenmesi gibi bir anlam çıkarabiliriz :) Animede bunun gibi pek çok gönderme mevcut ) Bu cinayetleri araştırmak için ise Real Mayer görevlendirilir.
Animenin zaman zaman iç karartıcı olduğunu söyleyebilirim ama sonucunda buna kesinlikle değeceğini düşünüyorum.


3- Steins;Gate


Üçüncü ve son animemiz bilim kurgu temasında üstüne kimseyi tanımadığım bir yapım. Anime hakkında genel yorumları okuduğumda veya birine tavsiye ettiğimde ilk bölümlerde sıkılıp tamamlayamadıklarını zaman zaman duyuyorum. İlk 11-12 bölüm için temponun biraz yavaş olduğunu söyleyebilirim -gerçi ben o kısımlarda da sıkılmamıştım- ama o bölümlerden sonra dizi bir anda parlıyor, olaylar arka arkaya büyük bir hızla gelişmeye, anime o hafif komedi havasından kendini gizem ve gerilime bırakıyor. Sonunda animeyi bitirdiğinizde ise tadı damağınızda kalmış, hatta unutup baştan izleyebilmeyi dilediğiniz bir şeye dönüşüyor.
2011 yapımı olan Steins Gate'in konusundan bahsedecek olursak, Okabe Rintarou -namidiğer Hyouoin Kyouma- adındaki 'deli' bilim insanımız zamanda yolculuğa kafayı takmış durumdadır. Bir gün bu konuda yapılacak olan bir panele gider ve orada kanlar içinde yatan bir cesetle karşılaşır. Anlık şoku atlattıktan sonra laboratuvar arkadaşına bir mail gönderir ve o andan itibaren Okabe için her şey değişmiştir.
Anime esas olarak bilim kurgu ve gizem olsa da bence herkesin aradığını bulabileceği bir konusu var. Hem izlediğim en romantik çiftlerden birini barındırıyor hem de çokça dostluk ve sosyal konulu mesajlar veriyor. Okuduklarınızda hoşnut kaldıysanız kesinlikle bir şans verin derim, pişman olmayacaksınız. :)


Tavsiyelerim şimdilik bu kadardı, eğer istediğiniz bir tür veya şu konuda da tavsiye yaz dediğiniz bir şey varsa yorumlarda bana belirtin lütfen. Twitter hesabımızdan da bizi takip edebilirsiniz. Dizi ve film replikleri paylaşıyorum genelde. Bir sonraki yazıya kadar hoşça kalın.
Görüşürüz efendim!

Twitter adresimiz https://twitter.com/dizifilmreplikb

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MERHABALAR Efendim!

Ergo Proxy Analizi - Anlamayanlar ve Yeniden İzlemek İsteyenler İçin..

How To Get Away With Murder Explained