The Crown - Dizi Yorumum #1


Tarihle ilgili misinizdir? Öyleyseniz hangi dönemler veya milletler ilginizi çeker? Bu konuyla ilgili sizinle sohbet etmek isterim yorumlara yazabilirsiniz. :)

Kendi adıma tarih, edebiyattan sonra en sevdiğim alandır. Asla tükenmeyen malzemesi, güçlü karakterleriyle mükemmel bir ilham kaynağıdır. Öyle ki zaman makinesi icat olunsa kendi zamanıma bir daha döner miyim bilemiyorum. :) 

Araştırmaktan sonsuz bir keyif aldığım şey ise hanedanlardır. Kapalı kapıların ardında, o şatafatlı yaşamlarıyla gözlerimizi boyarken, aslında neler yaşadıklarını öğrenmek, bize göstermekten itinayla kaçındıkları insani tarafı tanımak istemişimdir daima.
Bu ilginç hanedanların başında ise şüphesiz devasa skandalları, bitmeyen güç gösterileri ve meydan okumalarıyla Britanya Kraliyet ailesi gelir. VI. George’un kekemeliği, ağabeyi Edward’ın aşkı uğruna tahttan çekilişi, Prenses Margret’ın yasak aşkı, Prens Charles ve sansasyonel hayatı... Daha niceleri. İşte bu asil ve bir o kadar da soğuk görünen kraliyet mensuplarının bize insan olduğunu hatırlatan olaylar tek bir dizide toplanıyor. The Crown… Ancak benim için anlamı bundan çok daha büyük. Bir kadının tüm zarafeti ve ihtişamıyla koskoca bir imparatorluğu yönetmesine tanık olmak, geçtiği aşamalara, cinsiyeti sebebiyle zaman zaman yaşadığı sıkıntılara ve gün be gün güçlenişine tanıklık etmek muazzam bir şey.


Dizi Elizabeth ve Philiph’in evliliği ile başlıyor. Edinburg Dükü’nü de takdir ediyorum. Çoğu erkeğin yapamayacağı şekilde eşinden oldukça aşağı bir mevkide olmasına rağmen onu destekleyebiliyor, evlilikleri zaman zaman çatırdasa da bir şekilde yoluna koyuyorlar.
Diziyi izlerken pek çok önemli olaydan, Churchill gibi nefes kesici liderlerden gözlerinizi bir an olsun alabildiğinizde karşınıza enfes sahne açıları, kostümler ve dekorlar çıkıyor. BBC’nin engin arşivinden yararlanarak oluşturulan dizi aynı zamanda muhteşem bir görsel şölen. 
Oyuncular da cabası. John Jithgow bize tam anlamıyla gerçek bir Winston Churchill sunuyor dizi olduğunu bir anlığına unutuyorsunuz, Elizabeth rolünde çok tanımadığımız - ben Little Dorrit dizisinde izlemiştim sadece - Clarie Foy var kesinlikle harika bir iş çıkarıyor, her bölüm hayranlığım artıyor. Philiph rolünü Doctor Who'dan tanıdığımız ve bayıldığımız Matt Smith oynuyor ve hepsini sayamadığım pek çok değerli isim kadroda.

Eğer benim gibi dönem dizilerine meraklıysanız ya da sadece yeni bir dizi arayışındaysanız en şiddetlisinden bir öneri yapıyorum. 


Dizi henüz ikinci sezonunu bitirdi, altı sezon düşünülüyor her sezon on yıla tekabül ediyor. Eğer dizi bitsin de öyle izleyeyimcilerdenseniz daha bir dört yıl beklemeniz gerekebilir benden söylemesi. J




Yorumlarda fikirlerinizi bekliyorum. Bir sonraki yazıya kadar sağlıcakla kalın. J

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MERHABALAR Efendim!

Ergo Proxy Analizi - Anlamayanlar ve Yeniden İzlemek İsteyenler İçin..

How To Get Away With Murder Explained